Bilim insanları beyinde daha önce görülmemiş yeni bir hücre türü keşfetti
Araştırmada keşfedilen hücreler, astroasitler olarak bilinen ve nöronların sağlıklı kalmasını sağlayan yıldız şeklindeki beyin hücrelerinin özel bir türü. Beyindeki koruyucu bariyeri güçlendirme, nöronların elektriksel dengelerini düzenleme gibi görevleri bulunan bu hücreler, yeni keşifle birlikte çok daha önemli bir işlev kazanmış görünüyor.
Beyindeki astrositler gri madde ve beyaz madde olmak üzere iki farklı bölgede bulunuyor. Gri madde, nöronların bilgi işleme merkeziyken, beyaz madde, nöronlar arasında iletişimi sağlayan yalıtımlı sinir tellerinden oluşuyor. Gri madde astrositleri uzun süredir inceleniyor, ancak beyaz madde astrositlerinin işlevi tam olarak bilinmiyordu.
Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan yeni çalışmada, bilim insanları fare beyinlerinden alınan doku örneklerinde iki farklı beyaz madde astrositi türü belirledi. İlk grup, sinir liflerini destekleyen ve nöronlar arasında iletişimi sağlayan “temizlikçi” hücrelerdi. Ancak ikinci grup, beyaz maddede daha önce bilinmeyen bir yeteneğe sahipti: çoğalma ve yeni astrositler oluşturma.
Araştırma ekibinden Judith Fischer-Sternjak, bu buluşun büyük bir önem taşıdığını belirterek, “Bu, daha önce bilinmeyen bir keşif. Beyinde kendini yenileyebilen bu tür bir astrositin varlığı bilinmiyordu.” dedi.
Araştırmacılar ayrıca bu özel hücrelerin beyaz maddeden gri maddeye hareket edebildiğini keşfetti. Bu, bu hücrelerin yeni astrositlerin kaynağı olabileceğini gösteriyor. Eğer insan beyninde de benzer hücreler bulunursa, beyin hasarı ve nörodejeneratif hastalıkların tedavisi için yeni yöntemler geliştirilebilir.
Bilim insanları farelerde keşfedilen bu hücrelerin insan beyninde de olup olmadığını anlamak için, 13 organ bağışçısına ait beyin dokularını inceledi. Ancak insan örneklerinde yalnızca “temizlikçi” görevindeki beyaz madde astrositlerine rastlandı.
Araştırmacılar, fare deneylerinde çoğalabilen astrositlerin yaşla birlikte azaldığını belirledi. Bu nedenle insan örneklerinin sadece yaşlı bireylerden alınmış olmasının, bu hücrelerin gözlemlenememesine yol açmış olabileceği düşünülüyor.
Kaynak: Sözcü
Yorum gönder